Ana Sayfa Haberler “Absürt bir oyun yazdım, hayatım daha absürt bir hale geldi”… Meltem Arıkan,...

“Absürt bir oyun yazdım, hayatım daha absürt bir hale geldi”… Meltem Arıkan, Gezi’den sonra ilk kez konuştu

782
0

Gezi iddianamesinde hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Yazar Meltem Arıkan MoonStar TV’den Turan Görüryılmaz’a konuştu. 

-Mi Minör oyunu neden “darbe delili” sayıldı?

-Nasıl hedef gösterildi? Neden ülkeyi terk etti?

-Son 6 yılda neler yaşadı? 

-Nerede yaşıyor, şimdi ne yapıyor?

Bazen duygusal, bazen kahkaha dolu ama en çok da samimi bir röportaj oldu… 

Savcılık, Meltem Arıkan’ın yazdığı ve Mehmet Ali Alabora’nın yönettiği halka açık sahnelenen ‘Mi Minör’ isimli tiyatro oyununu suç saydı ve hatta Gezi’nin başlangıcı kabul etti.

Osman Kavala’nın ‘bir numaralı’ sanık olduğu ve toplam 16 sanığı kapsayan İddianame 657 sayfa… Yazar Meltem Arıkan için de ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.

Galler’de yaşayan Arıkan, “absürt bir oyun yazdım, hayatım yazdığım oyundan daha absürt bir hale geldi” diye konuştu.

Peki Gezi olaylarından 6 yıl sonra hazırlanan iddianame kendisini şaşırtmış mıydı?

Yazar Meltem Arıkan:

Bu iddianame beni şaşırtmadı. Keşke şaşırtsaydı ama bekliyordum böyle bir şeyin olacağını çünkü oyun hep gündemdeydi“.

Arıkan, Gezi’ye katılması ve sonrasında hedef gösterilmesiyle başlayan ülkeyi terk etme sürecini de anlattı.

Ben Gezi’de sadece ilk üç gün vardım. Yenişafak gazetesinin oyunumuzla ilgili yaptığı haberden sonra biz evimizden çıkamadık. Sonra bu hedef göstermelere başka televizyon kanalları katıldı. Bir belediye başkanı her hafta hakkımızda bizi suçlayan, oyunumuzu suçlayan yayınlar yaptı. Aynı kanaldan beni din düşmanı olarak gösterdi. “Bu kadının yüzünü tanıyın” diyerek hedef gösterdi, ben bu yüzden ülkeyi terketmek zorunda kaldım. “

Meltem Arıkan, iddianame için baştan aşağı yalan diyor,

Kendimizi savunabileceğimiz bir gerçek yok. O kadar gerçek dışı ki, somut elle tutulur hiçbir şey yok. Kilitlenip kalıyorsunuz ve bu çaresizlik gerçekten çok üzücü. Bunun çok büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum”.

İddianamede, OTPOR veya uzantısı CANVAS’tan şiddetsiz protestolar için destek eğitim alındığını Savcı iddia ediyor. Oysa Meltem Arıkan, “ hiçbirini tanımıyoruz,  hiçbiri ile hiçbir görüşmemiz hatta aynı ortamda karşılaşmamız bile olmadı” diyor.

Gezi’nin bu denli büyüyeceğini ve adeta bütün Türkiye’yi kapsayan kitlesel bir eyleme dönüşebileceğini bekliyor muydu?

“Gezi benim beklediğim bir şey de değildi. Gezi’nin bu kadar büyümüş olmasına ben de çok şaşırdım. Özellikle oradaki apolitik dedikleri gençlerin kendilerini ifade etme biçimleri benim için çok kıymetliydi. Bir liderin olmaması benim için çok kıymetliydi. İnsanların birbirlerini yargılamak yerine anlamayı seçmesi çok kıymetliydi. Keşke o dönemde insanlar birazcık dünyada ne olup bittiğini bilselerdi, yeni nesilin bir lider istemediğini, liderleri takip etmek istemediğini, onların tamamen ortak akılla hareket etmek gibi bir dertlerinin olduğunu anlarlardı”.

Yeni bir ülke, yeni bir dil ve sıfırdan bir hayat inşaa etmek… Zor zamanlar geçirmiş Meltem Arıkan.

3 sene önce Nisan sonunda Makedonya’da evlendim. Mayıs sonunda eşime beyin kanseri teşhisi kondu ve kurtuluşu yoktu. Tedavi sürecinde Türkiye’ye gidip geldim. Sonra yeni suçlamalar olduğu için de eşimin cenazesine bile katılamadım. O süreçten sonra gerçekten deliremedim ama delirmenin eşiğinde çok dolaştım. Üç ay, günde altı saat ormanda yürüdüm, hiç konuşmadan dağlarda yürüdüm. O sıra biz Galce- Türkçe bir oyun üzerinde çalışıyorduk. Bir gün Memet Ali dedi ki, ‘oyun yapmak istemiyorum ben, şu an senin beyninde ne oluyor onu yapmak istiyorum Meltem, gerçekten tüm açıklığınla yazabilir misin’ dedi. Ortaya Kargalar adlı oyun çıktı.”

Bunca zorluğun ardından yazmaya ve üretmeye devam ediyor… Dünyanın ilk Türkçe-Galce tiyatro oyunu “Y Brain / Kargalar”, büyük başarı elde etti. Büyük Britanya’nın farklı yerlerinde seyirci ile buluşan oyunun yönetmenliğini Memet Ali Alabora oyunculuğunu ise Pınar Öğün yapıyor.

Yazar Meltem Arıkan, “bütün yaşadıklarımdan iki şey öğrendim. İnsanı en iyi tedavi eden şeyin doğa olduğunu öğrendim, ikincisi de en büyük başkaldırı kahkaha atabilmektir” diyor.

Haber: Turan Görüryılmaz / Galler

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.