AİHM’nin Demirtaş kararı, Türkiye’nin direnmesi ve muhtemel etkileri MoonStar TV’de masaya yatırıldı. Avusturya Parlamentosu eski Milletvekili ve hukukçu Berivan Aslan, Turan Görüryılmaz’a süreci değerlendirdi.
Peki Türkiye’nin AİHM’in kararını uygulamamasının bir bedeli olur mu?
Berivan Aslan; “Erdoğan, Selahattin Demirtaş’ı yerel seçimlere kadar içeride tutmak istiyor. Bunun siyasi ve ekonomik bedeli ağır olacak. Buna artık bir dur demek gerekiyor” dedi.
Berivan Aslan:
“Sürekli yargının bağımsızlığını konuşan bir cumhurbaşkanının, ağır ceza mahkemesinin tavrını beklemeden, Avrupa’ya yönelik kalkıp böyle bir söylemde bulunması, bir çok tutuklamanın siyasi olduğunun altını çiziyor.
Erdoğan’ın 75 sayfalık kararı okumadan, bağımsız olarak adlandırdığı yargı sisteminden önce, “bu karar bizi bağlamaz” demesi, iç politikaya ve seçime yönelik bir açıklama”.
Avrupalı siyasetçi, ABD ile girilen Pastör Brunson krizini hatırlattı ve bedeli halk ödüyor dedi.
Berivan Aslan:
“Yanlış politikaların bedelini, baştakiler değil de halk ödüyor. Pastör Brunson krizi, tabanı yani halkı vurdu. AİHM kararı uygulanmazsa Demirtaş olayı da buna benzer bir sonuç getirecektir.
Türkiye, Avrupa’nın bir parçası olmak istiyor, Türkiye halklarına belirli avantajlar kazandırmak istiyorsa, kurallara uymak sorunda. Cumhurbaşkanı, açıklamaları ile inandırıcılığını yitiriyor.
Türkiye dünyadan izole değil. Dış ülkelere muhtaç, gerek siyasi yönden, gerek ekonomik kaynaklar itibariyle.. Türkiye, dünyadan kendini tamamen koparıp kafa tutamaz. Böyle bir dünya yok”.
“EKONOMİK BEDELİ AĞIR OLUR”
Berivan Aslan:
“Bugün, AİHM kararını kabul etmeyen ülkeye, neden şirketler gidip yatırım yapsınlar? Sadece siyasi yönden değil ekonomik olarak da büyük zararlar söz konusu olacaktır.
Türkiye, AİHM kararını uygulamazsa, bedelinin ağır olacağını öngörebiliriz. Avrupa’dan Türkiye’ye demokrasi ve hukukun üstünlüğü için 600 milyon Euro dolayında para aktarılıyor. Bu paralar kesilecektir”
“MUHALEFETİN BİRARAYA GELMESİ GEREK”
Berivan Aslan:
“Türkiye’deki demokrat, çağdaş, aydın kitlenin bir çoğunun, aslında bir bütçeleri yok. Bir medyaları dahi yok. O şartlar altında muhalefet etmek zordur. Muhalefetin bir araya gelmesi, gelecek konsepti hazırlaması lazım.
Bu iktidar, seçimle gitmeyecek. Bunu Türkiye’deki demokrat kitlenin anlaması lazım. Muhalefetin dayanışması, ileriye yönelik bir konsept oluşturması gerekiyor. Avrupa’daki sağ popülistler için de durum böyle.
Bu çağda bir araya gelmek zor olmamalı. Bir çok insan sürgünde yaşıyor ama aynı zamanda ülkesinde olup bitenden haberdar. Bir şeylerin değişmesini istiyorsak kendimizden başlamalı, alternatif yollarını bulmalıyız.
Avusturya’da biz her perşembe, sağ popülist hükümete karşı yürüyüşler düzenliyoruz. Farklı kesimlerden insanlar var, Müslüman, Yahudi, liberal, fark etmiyor. Devrimler her zaman zihniyet devrimleri üzerine gerçekleştirilmiş”.
