15 Temmuz darbe girişiminin şaibeli noktalarını soruşturan gazeteci Ece Sevim Öztürk tutuklandı. Çağdaş Ses haber sitesinin yayın yönetmeni gazeteci Öztürk, 8 Haziran gecesi 02.30 sularında bir baskınla gözaltına alındı. 13 gün gözaltında tutulan genç gazeteci, iddia edilen FETÖ’ye ’’bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan Çağlayan 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Ece Sevim Öztürk hangi kovana çomak soktu?
Öztürk, 15 Temmuz darbe girişimine dair, kamuoyuna gösterilmeyen tutarsızlıklara odaklandı. Sorular sordu ve darbe girişiminden tutuklu bulunan sanıkların mahkemedeki ifadeleri üzerinden, AKP’nin inşa ettiği şaibeli darbe girişimindeki karanlık noktalara ışık tuttu.
AKP’nin yayın aparatlarından Yeni Şafak Gazetesi, 3 Haziran’da işaret fişeğini çaktı. Gazeteci Ece Sevim Öztürk sistematik olarak hedef gösterildi. Oda TV yazarı Nihat Genç de bir gün sonra bu hedef gösterme sürecine katıldı. Gazeteci Öztürk’ün darbe gecesi ile ilgili sorgulamaya giriştiği komutanların önemli bir bölümünün ucu Balyoz davasında yargılanan, cezaevinde yatan subaylara çıkması da işin dikkat çeken başka bir noktası. Gazeteci Ece Sevim Öztürk, “bu darbeye katılan herkes FETÖ’cü müydü” diye sordu. Araştırdıkça, AKP’nin darbe hikayesinde tutarsızlıklar tespit etti.
Durumu şöyle anlatıyordu: “Bir asker darbeye hiç katılmadığını ispatladığı halde tutuklanırken, bir başka asker darbeye katıldığına dair hakkındaki şüphe sayısız ifadeye ve raporlardaki çelişkiye rağmen ortadayken soruşturma konusu dahi edilmiyordu. Bu Deniz Kuvvetlerinde de böyleydi, Karada da Havada da…”
Dahası benzer noktaların üzerine giden bir başka isim olan Avukat Kemal Uçar da Mart 2018’de tutuklandı.
Çalışmaları ve ulaştıkları bilgiler ışığında bir belgesel de hazırladı Ece Sevim Öztürk. Şöyle anlatıyordu: “Denizde neler yaşandığına ilişkin bir belgesel hazırladım ve gemilerin seyre kaldırılması noktasında soruşturmalar açısından adil davranılmadığı gibi, amirallerin de emirleri verirken belli başlı isimlerle görüşerek karar verdiğini mahkeme kayıtlarından anlattım. Daha sonra 15 Temmuz’da Marmaris’te ve Dalaman’da gizlenen üç helikoptere dair bir çalışma yayımladım ve Erdoğan ile Berat Albayrak’ın mahkeme kararıyla yalancı duruma düşürüldüklerini, ancak helikopterlerle ilgili doğruyu söylediklerini anlattım, soruşturmaların yeniden açılması gerektiğini belirttim. Yandaş gazeteciler suikastin üstünü örterken, CHP’li bir gazeteci olarak Erdoğan’ın yaşam hakkını savunduğumu söyledim.”
